BMW F650 GS incelemesi

Yazının girizgahı biraz uzun oldu. Ama oldukça detaylı bir inceleme oldu, gerekirse girizgahı geçerekten sadede vararak okuyun derim 🙂

****************

BMW F650 GS

Motosiklet kullanmaya başlamam kendi kendine oldu. Ailemde hatta 7 ceddimde motosiklet kullanan ilk kişi benim. 13-14 yaşlarındayken bir ara bir ilgilenmeye başlamıştım ama o zamanlar da aile pandoranın kutusu hiç açılmadan kutuyu rafa kaldırmıştı. Çocukken motosikletiyle gezmesine hayran olduğum bir aile büyüğü olmadı hiç. Daha sonra çevremdeki motorcu arkadaşlarıma baktığımda böyle aile büyükleri sayesinde motosikletli yaşama adım atan birçok arkadaşla tanıştım. Birçok ailede olduğu gibi “aman oğlumuz ilgi duyar”endişesiyle motosikletler hiç yok gibi davrandık anne babamla birbirimize. Trafikte de senelerce görmezden geldik. Motosiklet hiç hayatımızda olmayacakmış gibi davrandık birbirimize.

Böyle 28 sene geçirdim hayatta. Herşey bundan 2 yıl kadar önce İstanbul trafiğinde iş ev arası yol mesaimde saatlerce cebelleşmemle başladı. Önce günler sonra aylar boyunca hergün saatlerce köprü trafiğinde bir kafesin içinde kaldım. Yanımda geçen motosikletler hayatımın 28 senesinden çok daha fazla dikkatimi çekmeye başladı.

En sonunda bir scooter sahibi oldum. Tüm işkence son buldu. Artık işe gitmek için sabahın 6 sında kalkıp 15 dk içinde evden çıkıp servise bineceğim yere kadar yürümek zorunda değildim. Servisi kaçırdığım günlerde koştura koştura metrobüs yolunu ve sonrasında da maslak a minibüs çilesini çekmek zorunda değildim. Sabah trafiğinden servisler az etkilensin diye sabahın köründe kalkıp servise yetişmek yetmiyormuş gibi bir de erken vardığım Maslak ta mesai başlasın diye 1 saat kadar bekleyip sanki dehşet keyifliymiş gibi iş arkadaşlarıyla uzun sohbetli kahvaltılar yapmak zorunda değildim artık. 8:15 te uyanıyor , 8:30 da evden çıkıyor. Yüzümde koskocaman bir sırıtma ile scooterıma atlıyor ve saat 9 a beş kala ofisteki masamın başında oluyordum. Akşamları ise daha da rahat. Saat kaçta çıkarsam çıkayım, hangi köprüden gidersem gideyim yarım saat içinde evde oluyordum. Mesai boyunca yeni scooter almış olmanın keyfiyle akşam olsa da trafiğe girsem diye bekliyordum. Yepyeni bir dünyaya girmenin heyecanı ise cabasıydı.

Bu kadar uzun uzun anlatmamın sebebi şu ; Daha ilk andan itibaren motosiklet benim hayatımı kolaylaştıran bir araç. Herşeyden önce hayatımın tam merkezinde bulunmasının sebebi ne verdiği eşsiz heyecan ne de hissettirdiği özgürlük ve farklılık duygusu . Bunlar da tamamlayıcı sebepler elbette ama en önemlisi motosikletle yaşam İstanbul’da çok daha kolay. Tabiiki scooterdan vitesli motosiklete geçmemle birlikte sadece pratiklik ve kolaylığın yanında sürüş zevki , performans , viraj keyfi , şehirlerarası uzun seyahatler , farklı motosikletlerin farklı sürüş pozisyonları – sürüş karakteristikleri hayatıma girdi. Bugüne kadar satın aldığım ve uzun süreli kullandığım motosikletleri seçerken en çok dikkat ettiğim konu ise gerçekten hayatımı kolaylaştıracak bir motosiklet mi alıyorum ? Bu benim için çok önemli çünkü Bir sene sürecince yaptığım yaklaşık 15000 km yolun ancak 3000 km kadarını şehirdışında seyahatlerde yapıyorum. Geri kalan 12000 km şehiriçinde harala gürele trafik içinde geçiyor. Yani %20 şehırdışı , %80 ise şehiriçi trafiğim var. O sebeple motosikletim CBF 600 ün hakkını veremediğim günler olduğunu düşündüğüm zamanlar da oluyor. Bazen de öyle motosikletleri deneme, sürme şansım oluyor ki beni uzun uzun uzunyol hayallerine sürüklüyor. Bir BMW RT 1200 , CBF 1000 sahibi olup uzun yollara çıkmak günlerimi bu motosikletler üzerinde tatilde eşimle beraber geçirmek çok isterim ama realite %20 diyor.

Tüm bu sebeplerden benim ideal motosiklet tanımım birkaç senedir şu şekilde & birkaç sene daha bu şekilde kalacak ;

Hafif , kullanması kolay & sürücüsüne yardımcı olan şehirli bir motosiklet , manevra kabiliyeti yüksek , eğer mümkünse rüzgar ve yapmur koruması olan bir motosiklet. Sürüş zevki olan şehirdışı gezilere çıkabileceğim sele özelliklerine sahip , aynı zamanda yakıt sarfiyatı itibariyle ekonomik olabilecek bir motosiklet. Şık görünen, fren kabiliyeti yüksek , güvenli sürüşe en kolay sürücüsünü yönlendirebilecek bir motosiklet. Çok yüksek motor güçlerine sahip olmasa da titreşimi az , vites aralıkları geniş bir motosiklet. Bakımları kolay yaptırılabilir , bakım masrafları çok olmayan bir motosiklet.

Şimdi farkettiyseniz yukarıda çok çok kriter var & bu kriterlerin hepsini bir araya getirecek bir motosiklet bulmak imkansız. Bu yazımızda incelediğimiz F650 GS bunların birçoğunu karşılıyor. Şehiriçi kullanımın çok yoğun olması ve yukarıdaki birçok özelliği barındırması nedeniyle scooterlar arasından da birçok alternatif bulunabilir. Ben size F650 GS in benim için hangi özellikleri karşılayabildiğini düşündüğümü yazarsam sanırım en doğru bakış açısıyla değerlendirmiş olacağım.

Öncelikle çok kolay bir motosiklet. Belirli bir motosiklet sürüş tecrübesine ulaşmış olsam da (başlangıç seviyesinde değilim malum) BMW F650 GS sadece ve sadece bir başlangıç motoru değil. Dengesi çok çok iyi , ağırlık dağılımı neredeyse mükemmele yakın. Bugüne kadar kullandığım motosikletler içinde ağırlık dengesini bana en iyi hissettiren motosiklet BMW F650 GS oldu. Şehir içinde trafik içinde oturuş itibariyle yüksekte yer alıyor ve trafik çok daha rahat gözlemlenebiliyor. Oturuş ergonomisi oldukça dik ve rahat. Ayaklar peglerin üzerine düz basıyor, vites ve arka fren tam olması gerektiği yerde olduğu hissini veriyor.

Üzerindeki motor F800 GS ile aynı motoru kullanıyor fakat limitlendirilmiş ve 650 cc kategorisine indirilmiş. F800GS henüz kullanmadım ama sanırım bu sebeple 1 ve ikinci vitesleri oldukça geniş aralıklarda. Bu da şehir içinde inanılmaz kolaylık sağlıyor. Gerek olduğunda 3 ten 2 ye ve 2 den 1inci viteslere inişler gayet yumuşak ve yığılma olmadan gerçekleşebiliyor. Vites geçişleri hem debriyaj kullanarak hem debriyajsız kullanımlarda kaymak gibi yumuşacık.

Arama motorlarına F650 GS twin yazarak bu motosiklet ile ilgili birçok bilgiye ulaşabilirsiniz. Zira 2007 yılı öncesine kadar tek silindir olarak üretilen F650 GS 2007 yılında 800 cc lik twin motor kullanmaya başladı.

2000 senesine kadar ABS siz olarak satışta olan F650 GS birçok dünya seyahatinde baş aktör olarak rol oynamamıştır & halen başroldedir. Bu seyahatlere Türkiye’den bir örnek de Rahmi Barutçu hocanın yaptığı Katmandu seyahatidir.

http://www.lamaorda.com/?page_id=1039

2000 senesinde ABS opsiyonu getirilen ve kasası değiştirilen F650 GS , F650 GS Dakar ı çıkartması ile birlikte senelerce kullanılan bir motor haline geldi. Bugün bile hala temizlerinin 15000 16000 TL lere kadar alıcı bulduğu bu kasa çok tutuldu.

Bugün F650 Dakar a karşılık olarak BMW G650 GS modeli üretiliyor hatta Dakar a tam karşılık olarak geçtiğimiz sene G650 Sertao modeli satışa sunuldu.

Konuyla ilgili www.f650.com sitesi ve www.advrider.com siteleri birer ana kaynak olabilir.

2007 yılından bu yana 800 cc twin motor aynı zamanda kısıtlama getirilmeden F800 GS te de kullanılıyor. (F650 GS te aynı motor kısıtlamalı olarak kullanılıyor)
Bu yazıyı yazmadan ben de elimden geldiğince araştırdım. Geçmişte F800 le ilgilendiğim ve almak istediğim bir dönem olmuştu. Özellikle F650 GS in F800 le farklarını yukarıdaki ve diğer birçok forumda karşılaştırdığımda şu şekilde farklılıklar dile getirilmiş ;

F800 GS in ön çatalı ve tel jantları F650 GS e göre offroad için daha uygun.

F800 GS in ön lastiği 19” ve lastikler şambriyelli. Bu da yine offroad için düşünülmüş. F800 in ön lastiğinin daha büyük ama daha ince olması offroad da daha avantaj sağlıyor ama F650 GS daha yol ve sokak koşullarına uygun lastik boyutları taşıyor ve tubeless.

Yurtdışındaki genel kanı F650 GS in kuru toprak yollar dahil bir çok asfalt dışı konumda yeterli olduğu görüşünde. Okuduklarımın yalancısıyım. Deniliyor ki ön çatal, lastikler yerden kesilmedikçe (çok atlanıp zıplanmayacaksa) F650 GS te gayet yeterli deniyor. İnternette de aşağıdaki gibi f650 GS fotoğrafları görmek pek mümkün ;

Sadece çamur koşullarında F800 GS in hem ön lastik hem de güç anlamında öne çıktığından bahsediliyor. Kaldı ki yorumların sonunda yahu safi offroad yapacak olsam zaten G650GS veya sertao alırım veya G450X kullanırım veya crossla dalarım çamura gibi yorumlar yapmışlar. Adı geçmişken G450X in de fotoğrafını koyalım 🙂

Yine yurtdışı forumlarında 16lık dişli yerine 17lik takılarak viteslere ilişkin son hızlarda kaydadeğer farklar kaydedildiğinden bahsetmişler. Bu konuda oynamak ne kadar doğru bilmiyorum. Zira ben özellikle SArıyer Emirhan İstinye arasını hafif trafikli sürüşte ikinci ve üçüncü viteslerde 80-100 km gibi hızlara çıkarak alabildim. Bence pek oynamaya gerek yok.

Aynı motoru kullanma ve motorda limit olayında ise F800 GS ile F650 GS arasında 4000 5000 devirlere kadar vites aralıkları ve güç anlamında hiç fark olmadığından bahsedilmiş. Bildiğiniz gibi bu devirler F650 Gs için maksimum torkun alındığı devirler.

Titreşim özellikle şehiriçi kullanım hızlarında yok denecek kadar az. Motosiklet trafikte geniş gidon turu sayesinde ve ince uzun yapısı sayesinde şehir içi sürüşte inanılmaz kolaylık sağlıyor.

BMW nin orijinal ön camı bahar aylarında olmamıza rağmen rüzgarı biraz hissettirdi. Genel olarak motosikletin rüzgara mukavemeti iyi izlenimi verdiyse de ben F650 sahibi olsam en azından kışın daha yüksek bir ön cam takardım.

Devir göstergesi hız göstergesinin altında yer alıyor. Benim gibi sürekli devire bakarak süren bir kişiyseniz kafanız emme basma tulumba gibi oynayabilir. Zaman içinde motorun sesine alıştıkça buna gerek kalmayabilir ama aynı segmentin en üst modeli 1200 GS te devir göstergesi üstte , hız göstergesi ise altta yer alıyor. Kaldı ki benim için hız o kadar önemli değil, güvende olduğum devirde olduğum sürece hız ne olursa olsun önemi yok. Bunun yanında göstergenin dijital kısmında en çok yer kaplayan alan vites göstergesinin olduğu alan. Bu yeni başlayanlar için oldukça olumlu da olsa bence de güzel bir detay. Bunun yanında ortalama yakıt sarfiyatını da 5,4 km olarak gördüm. Ben yaklaşık 60 km kadar kullandım motoru ve genellikle şehiriçiydi. Kullandığım motor daha 100 km ye gelmemişti. 1000 km bakımı yapılmamıştı ve test motoru olduğu için de agresif kullanılmış olabilir diye düşünüyorum Bu durumda 5,4 lt çok iyi bir değer.

Orijinal egzostun sesi çok hoşuma gitti. Yalnız hacim olarak biraz büyük fakat egzostun konumlanması itibariyle dar geçişlerde vs. hiç sıkıntı yaratmıyor.

Fren kabiliyeti muhteşem. Çok net ve başarılı bir frenlemeden bahsediorum. Hatta motorun dengesi için söylediklerimi burada tekrarlayacağım. Bugüne kadar bindiğim motorlar arasında en iyi fren kabiliyetine sahip motor F650 GS ti diyebilirim. Çok deneme fırsatım olmadı fakat frenler çok güven verdi.

Ne yazık ki fiyakası konusunda çok olumlu görüşler bildiremeyeceğim. Özellikle ön far kısmı ve plastik jantlar bence çok çirkin. Özellikle ön jant & ne yazık ki makyaj için bile olsa tel jant olanağı yok. Arka jant , dişli , led stop lambası oldukça şık duruyor ama ön için aynı şeyi ne yazık ki söyleyemeyeceğim. Arkalar iyi ama önler ı ıh. Benim test için kullandığım 2012 modelde jantlar siyah boyalıydı. Bence siyah jant daha şık durmuştu. Daha önceki jantların grisini hiç sevemedim. Bence düz renk seçenekleri arasından en güzeli açık mavi ve turuncu olanları. Bu renkler 2007 yılının renkleri. 2011 yılında beyaz ve lacivert rengi vardı. 2012 de ise kırçıllı sarı siyah rengi mevcut. Bizim denediğimiz motosiklet de bu renkteydi.

Bakım masrafları için de geçtiğimiz sene sıfır F650 GS almış arkadaşımdan bir bilgi aldım. Korkulduğu kadar değil. Arkadaşım 1000 km bakımına 120 TL vermiş. İleride ne olur bilmem. İlla ki her büyük motorda olduğu gibi sürekli şehiriçi kullanımda bakım masrafları az olmayacaktır.

Bence F650 GS i başlangıç seviyesi motosikleti olarak dar kalıplara sokmamak daha geniş kitlelerle buluşturmak gerekir. Yine yurtdışı forumlarda bu modeli “chick bike” diye adlandırılması sebebiyle makaraya alanlar olmuş ama kimi zaman ikinci bir motosiklet olarak kimi zaman da 1200 GS ten şehir içinde bunalıp satın alıp da kullanan veya eşine alıp da benim YBR ye yaptığım gibi 1200 GS ini bırakıp bu modele hayran olanlar hiç de az değil. Reklam fotoğraflarına bakınca da ne yazık ki bir chickbike durumu yok değil 😛 Bunun sebebi sanırım biraz da bu motorun düşük sele opsiyonları. Geçmişte de modelin bu kadar popüler olmasının sebeplerinden biri de buydu sanırım. Benim boyum 180 cm ve denediğim motordaki sele düşük sele değildi ve normal selede gayet yüksek bir pozisyonda sürüş yaptım.

Yani sürüş tecrübesi olan şehir içi ağırlıklı kullanan ve yaz kış motosiklet kullanan biri için BMW F650 GS doğru seçim olabilir.

Motosikletle tanışmamış ve onu öcü gibi gören kişilerle konuştuğumda komik bir öngörüye rastladığım çok oldu.“ Hiç motosiklet kullanmak istemez misin?” diye sorduğumda; “Ya bilmem ki şöyle büyük bir BMW m olsa isterim” diyen kişilerle karşılaştım. Bu arkadaşlar hem Türk hem de ecnebiydi. Bindiği motosikletin markası içeriğinden önemli olanlar için de F650 GS en doğru seçim olur. Günlük motosiklet kullanımını BMW markası altında yapıyor olmak da bazı kimseleri mutlu edebilir ki bence en mutluluk içeren BMW enduro(!) modeli bence F650 GS.

Çok keyifli çok farklı bir keyfi olan bu model kendi sınıfının başlangıç modeli de olsa sürekli gündelik kullanım ve şehirdışı gezileri için çok çok çok ideal, keyifli bir motosiklet.

Şimdilik yorumlarım bu kadar, bu test sürüşü sonrasında kanaatim şu ki ; BMW F650 GS ileride kısmet olursa satın almak istediğim bir model. Allah kısmet ederse uzun dönem testleri yazarım inşallah F650 GS için.

Fiyatı tüm bu özellikleri hak edecek seviyede olsa da hem fiyatının Euro’ya endeksli olması hem de fiyat seviyesi aynı segmentteki diğer markaların benzer motosikletlerinden oldukça farklı. Dediğim gibi mal çok güzel ama çok para. Motosikletciysek tecrübeyle öğrendiğimiz gibi ; İyi mal iyi para ama BMW f650 GS bence çok para. 2012 çıkışlı 1200 cc 4 silindir Honda Crosstourer’ın fiyatı 38.000 TL iken, 800 cc Honda Crossrunner 28000 TL iken , 2007 de kasası değişmiş olan BMW F650 GS in fiyatı 30.000 TL olarak çok ama çok fazla.

*****

Motosikletli yaşam blogu facebooktan takip etmek ve yeni yazılardan haberdar olmak istiyorsanız, facebook grubuna üye olabilirsiniz ;

https://www.facebook.com/groups/motosikletliyasam/

*****

Son olarak test sürüşü boyunca yaptığım fotoğraf çekimlerini de paylaşayım. Fotoğraflar bana ait, sürücü ise Rahmi Barutçu’dur. ( www.rahmibarutcu.com )

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.