Honda CBF 1000 incelemesi & Reinhard Stumph….

En sonunda muradıma erdim ☺ Uzun süredir aklıma CBF 1000 i denemek vardı. Açık konuşmak gerekirse CBF 600ümü ilk aldığım günlerde bunu yapmayı erteledim. Motor konusunda tam bir şıpsevdi olduğum için cbf 1000 e aşık olup cbf 600 ün pabucunu çabuk dama atarım diye çok korktum. Sırf bu sebepten cbf 1000 le ilişkimiz “seni uzaktan sevmek aşkların en güzeliiii” şeklindeydi.

Vitesli motosiklet sürmeye başladığım günlerden beri aklımda hep bir Alplerde motor sürüşü yapmak konusu var. Dönem dönem bu konuda gaza gelip kitaplar alıp saatlerce internette rotalar çizdiğim oluyor. Bu günlerden birinde bana cbf 1000 ini kullanmama izin veren Serkan Söğüt’ün web sitesine rast gelmiştim. www.ruzgarinizinde.com web sitesi/blogu hem Alpler hem de Avrupa’da bir çok motosiklet sürüş rotası , bunların yanında Gürcistan , Suriye – Ürdün gibi birçok ülkeye motosikletle gitmek üzerine inanılmaz yararlı bilgiler veren keyifli bir blog. Hayalleri Alplerden geçen her Türk’ün mutlaka google da karşısına çıkacak bir başvuru kaynağı. Şans eseri ben motosikletliyaşam blogda yazdıkça, yazdıklarıma da yorumlar yapmaya başladı. Sonra kendisinin www.ruzgarinizinde.com da CBF 1000 iyle muhteşem gezileri yapan kişiyle aynı kişi olduğunu farketmem ve bir şekilde internet üzerinden fikir alışverişinde bulunmaya başlamamız güzel bir muhabbete dönüştü. Bundan yıllar sonra bir barda bira içerken biri nereden tanıştınız diye sorarsa google tanıştırdı diyebileceğim tek insandır kendisi ☺

Kısa zaman içinde güzel gezilerine bir yenisini daha ekleyecek olan Serkan Söğüt gideceği rota itibariyle dört silindirli CBF 1000 ini tek silindirli bir canavarla değiştirecek. CBF 1000 yolcu olmadan bir sürüş fırsatım oldu. Kendisine tekrar tekrar teşekkürler. Sezon öncesi Ali Esengül den bakımdan çıkan 1000 ini alıp gözlemecilere geldi. Biraz muhabbetten sonra Motorbike dergisine fotoğraf çekimlerini yaptığımız Ahmet virajına doğru yola koyulduk. İncelemeyi sadece 3-5 kmlik viraj performansına ve bu kullanımın düşündürdükleri üzerine yazıyorum. Bence bu sürüş doğru izlenimler (bence doğrular) yazmama yeterli olacaktır. Fotoğrafları sayfanın sonuna ekleyeceğim. Şile Alplerinin eşsiz manzaralarını göreceksiniz. Şile Alpleri Teke Pass , Darlık Pass ve Passo della Mudarlı rotasında herkes kendi motorunu kullandı. Ama 2 motor güzel pozlar verdiler.

Motora binmeden önce ilk dikkatimi çeken lastikler oldu. CBF 600 ve CBF 1000 in lastik ölçüleri birbirleri ile aynı. Ben CBF 600 ümü ilk aldığımda üzerinde Michelin Pilot Road 2 ler takılıydı. Aynı şekilde Serkan’ın motorunda da Pilot Road 2 vardı. Fotoğraflarda da görülebileceği üzere iki lastiğin profilleri birbiriyle çok farklı. Ben Serkan’ın motoruna ilk baktığımda bir boy büyük lastik takmış sandım. Fakat görmeye görmeye Pilot Road 2 lerin profilini unutmuşum. Bu noktada farkettiğim ve burada da dikkat çekmek istediğim Angel ST nin ve Michelin Pilot Road 2 nin profillerinin ne kadar farklı olduğu. Angel ST daha ince U şeklinde bir lastik. Yağmurlu havada sadece deseniyle ve su atan kanallarıyla değil farklı lastik profiliyle de değişiklik arz ediyor.

Yolu koyulduk dedim ama daha yola koyulmadan önce 3-5 paragraf daha birşeyler yazmam lazım. Öncelikle fotoğrafları iphone la çektim. Çok ciddi close uplar vs. Çekmedim fakat yakın zamanda dergi için kısmetse CBF 1000 ile inceleme yazısı yazacağız orada daha detaylı fotoğraflar olacak. Yine dergi yazısı ve fotoğrafları buradan yayınlayacağım. Yine dergide her zaman olduğu gibi Rahmi Barutçu hocanın köşesinde bana yer verdiği için onun da daha detaylı ve daha profesyonel yorumlarına blogdan ulaşabileceksiniz. En nihayetinde motosikletliyaşam blog daha amatör ve işin acemisi.

Benim Cbf600 üm 2007 model karbüratörlü ABS li bir model. Serkan’ın CBF 1000 inin model yılını bilemiyorum ama motoru enjeksiyonlu (kaldı ki CBF1000 lerde piyasada karbüratörlü olanlar var mı bilmiyorum). Öncelikle motor blogu biraz daha geniş( malum +400 cc) ve motor daha ağır. Motorun başında durunca insan hemen farkına varıyor ; CBF 1000 in daha baba bir tavrı var. Minör değişiklikler de olsa gösterge panelinde kafa grenajında vs. bazı farklılıklar var. Bir de farklılık gibi gözüken fakat aynı olan parçalar fa mevcut. Örneğin ön sinyal lambaları CBF1000 de daha yuvarlak gibi fakat dikkatli bakınca grenajın altında sinyalin bir kısmının maskelendiğini aslında sinyallerin CBF 600le aynı olduğunu farkediyorsunuz. Serkan’la motorların başında durduk ve çocukluğumuzdaki gibi iki resim arasındaki farkları bulmaya çalışır gibi aa bak şu farklı aa bak deponun çizgisi daha değişik geliyor vs. gibi yorumlar yaptık. Sonra ona da bana da anlamsız gelmiş olacak ki görsel farkları konuşmayı bıraktık ve yola devam ettik. Bu arada CBF600 le CBF1000 arasında en majör görsel fark 1000 in çift egzost olması. Serkan’ın motorunda çift egzost da orijinal egzosttu. Genelde CBF1000 sahipleri çift egzostu çift performansla renklendiriyorlar. Ben orijinal egzostların sesini, sakinliğini sevdim.Bir de sanırsam bu egzostlar cbf 600 ün tek orijinal egzostu gibi kalın değil o sebeple şık da duruyor. Emin değilim CBF 600 ümün hiç orjinal egzostuyla kullanmadığım için yanlış bilgi vermek istemem.

Bunun yanında Serkan’ın motorunun selesi daha yumuşak ve sele derisi de daha farklıydı. Uzun yolda eminim çok daha rahat edilebilecektir.

Bu kadar anlattıktan sonra motoru bir çalıştıralım ve yola çıkalım artık. CBF 1000 in enjeksiyonlu motoruna marş verirken gaz vermeden bir seferde marş alışı güzeldi. Serkan özellikle gaz verme dedi. Kendisi de geçmişte karbüratörlü Transalp kullandığı için benim gibi karbüratorcü fukaranın halinden anlıyordu. Neyse gaz vermeden tek seferde nazlanmadan çalışan CBF 1000 daha ilk adımda derin bir nefes almama neden oldu ☺ İtiraf etmeliyim karbüratörlü motorun da bir keyfi bir ritüeli var ama enjeksiyonlu motora binmeyi özlemişim. Neyse bindik ve yola çıktık. İlk farkettiğim CBF 600 de 6000 devirden sonra “ben burdayım” diyen tork CBF 1000 de alt devirlerde de “ben buradayım” diyor. Özellikle birinci ve ikinci viteslerde alt devirler de torklu. Üst devirler de zaten torklu ☺ Bu arada enjeksiyonlu CBF 1000 de titreşim daha da az. Benim motorumda son günlerde özellikle 7000 devir civarında peglere oldukça fazla bir titreşim veriyor. Son günlerde farketmeye başladım ki bu 7000 deki titreşim selede de titreşim yapmaya başladı. Sebebini sanırım biliyorum ama 2 ay içinde emin olacağım. CBF 600 başlığında bu ekstra titreşimin nedenini ve çözümünü yazarım.

Alt devirlerde torkun fazla olması, motorun biraz daha ağır olması şehir içinde dur kalkta biraz insanı sıkabilir. Fakat hem bu alt devir torku hem de ağırlığın virajda inanılmaz bir etkisi var. Özellikle son bir senedir bu dergi çekimleri vs. sebebiyle farklı markaların farklı modellerini deneme fırsatım olmaya başladı.İncelemesini yazdığımız veya yazmadığımız büyük ccli makinalar da kullanmaya başladım. Ben viraja bu kadar iyi oturan bir motosiklete daha binmedim. O kadar rahat ki, o kadar stabil ki, ağırlık o kadar iyi ağırlanmış ki anlatamam. Anlamak için aynı gün 5 dakika arayla bir CBF 600 bir de CBF 1000 le aynı virajı aynı hızda gitmeyi denemeniz lazım. CBF 1000 , CBF 600 den farklı olarak virajda bambaşka bir dünya. Aynı sınıflandırmada (CBF kategorisi) 2 motosiklete binmiyorsunuz sanki. CBF 1000 in virajı çok stabil , çok güçlü , çok oturaklı , çok güvenli. çok çok çok çok. Fakat aynı zamanda çok kolay ve az eğlenceli. Yani bunu anlatmak biraz zor. Viraj performansı o kadar iyi ki insan bir pürüz arıyor ve bulamıyor. Yani viraj ne kadar ters olursa olsun doğru devirde motoru yatırınca kendisi alıyor virajı. Ay arka bırakacak mı ay kafası biraz oynadı ay az biraz rüzgar vurmaya başladı falan derdi yok. 4 viraj aldıktan sonra insanın beşinci virajdayken motorun başından ayrılıp çay demleyesi geliyor. Motor o kadar rahat viraj alıyor.

CBF 1000 le viraj almak lunaparkta heyecan treninde seyahat turlamak gibi. Şimdi ne alaka diyebilirsiniz ama heyecan treni aslında özünde biraz da heyecansızdır. Heyecan trenine binmeden önce insan bir raylara bakar nerede ani iniş var nerede raylar ani dönüş yapıyor. Insan binerken nerede midesinin bulanacağını nerede heyecanın tepe noktasına varacağını tahmin ederek biner. Tüm yol boyunca emniyet kemerleri ile koruma altındadır. Raylar yerinden çıkmadıkça veya emniyet kemeri açılmadıkça tehlike yoktur. Ne olursa olsun rota, rayların şekli ve toplam heyecan aynıdır. Sadece heyecan trenine binen kişiler o trene ilk defa bindikleri için ve binenler ard arda sürekli değiştikleri için heyecan treni eğlence naraları ve korku çığlıklarıyla doludur. Aslında aynı kişi 3 kere ard arda bu trene binse olayın bir manası kalmaz ya. CBF 1000 de öyle. Heyecansızlık treni gibi. Çok güvenli çok iyi viraja oturuyor. Araba gibi yahu bir acayip.

CBF 1000 bir motosiklet için fazla iyi. “CBF 1000le alınan viraj bir motosiklet virajı ise geri kalan virajlar nedir?” şeklinde garip felsefi sorgulamalara itti beni bu melet. CBF 1000 geçmişte “Sen bana fazla iyisin, ben seni haketmiyorum dediğimiz ama aslında pek de içimizi kıpırdatmadığı için terkettiğimiz eski kız arkadaşlarımız gibi.” Ya da CBF 1000 bu kız çok güzel kesin bana bakmaz dediğimiz kızlar gibi ☺ Mükemmeliyetten doğan bir can sıkıntısı mevzusu vukuu buldu bende. Umarım doğru ifade edebilmişimdir.

CBF 1000 i denemeden önce kafamda düşündüğüm şeyle CBF1000 in olduğu şey arasında dağlar kadar fark varmış. Bir CBF 600 kullanıcısı olarak ister istemez potansiyel bilinçaltı CBF 1000 müşterisiyim. Geçtiğimiz hafta motosikletim çantalarla yüklü ve 160 – 180 km lerde otobanda gazlarken aklımdan geçen şu olmuştu. Yahu şimdi ben CBF 1000 alsam, uzun yola çıksam, yine bu kadar çantam olacak. Bu kadar çantayla CBF600 180lere titremeye başlıyor. E be kardeşim zaten motor yüklüyken daha ne basıcam. Aynı kasa motorla daha da basacak halim yok. Bassam da güvenli değil. Diye kendi kendime düşündüm.CBF 1000 i bugüne kadar CBF 600 ile aynı kasayı paylaşan bir üst versiyon motosiklet olarak düşünmüştüm. Öncelikle bu fikrim tamamen hatalıymış. CBF 1000 CBF 600 ile benzer gözüken olan fakat tamamen farklı dinamiği, enerjisi , tadı olan bir motosiklet. Bu anlamda yukarıda bahsettiğim çantalı halde daha ne basıcam yahu noktasında fikrim değişmedi ama CBF 1000 le ara hızlanmada ve virajda veya yüksek hızdaki güven duygusunda inanılmayacak bir fark var. İvmelenme çok çok iyi. Fakat sürpriz bir şekilde maksimum hız durumu da CBF 600 ün bir üstü gibi değil. Elbette ki hacim olarak , motor gücü olarak öyle ama hissiyat olarak 160 km ye kadar daha torklu daha at titreşimli ve daha oturaklı bir gidiş var ama onun üstü yine yavaş yavaş hızlanıyor. Belki CBF 600 kadar yavaş değil ama yine 160 km üstü yavaş bir ivmelenme var. Daha doğrusu ivmelenme bu hız sonrası yavaşlıyor. CBF 1000 yine smooth, yani daha torklu daha kuvvetli diyorum ama bu daha kuduruk daha arsız daha heyecanlı bir motosiklet olarak algılanmasın.

Her iki motor da birer futbolcu olsaydı CBF 1000 CBF 600’den daha tecrübeli bir futbolcu olurdu. CBF 600 Bülent Korkmazsa mesela CBF 1000 Popescu. Öyle diyeyim ben size. Her ikisi de muhteşem defans oyuncusuydular. CBF 600 Falco Götz ise CBF 1000 Reinhard Stumph. Benim gibi seksenlerde çocuk olanlar hangi futbolcuyu daha çok beğeniyordularsa ona göre tercih edebilirler.

CBF 600 daha allrounder bir motosiklet. Yani orta sahaya da destek atabilen bir Falco Götz , bir Popescu adeta 😛 (Bu benzetmeyi sevdim. CBF 1000i tüm gün denemedim ama algıladığım kadarıyla CBF 1000 şehir içinde ağırlık itibariyle Cbf 600 den daha az rahat olurdu. Öyle hantallığa kaçacak bir ağırlığı kesinlikle yok ama yorucu olabilir gibi geldi bana. CBF 1000 daha çok ben yerimde durmam her sene Avrupaya gideyim motorla touring yapayım, gezeyim tozayım. Km ler gırla gitsin diyecek insanın kullanacağı motosiklet bence. Tabi yeni kasasında ağırlık dengesi vs. değişmiş midir bilmem. Bu yorumlarım eski kasa cbf 1000 üzerinden yapıldı. Fakat touring karakterinin yanında CBF 1000 deki yağmur koruması CBF 600 le aynı. Yine ayak kısımları yer ve yağmurun ıslaklığını alacak şekilde. Forumlarda görmüştüm CBF leri tam grenaja çevirmeye sağlayan bir Hollanda markalı grenaj vardı. Bu ürün ayak kısmını da çamurdan yerden gelen yağmur suyundan koruyorsa eğer CBF 1000 alıp yağmur çamur demeden binlerce km yapılır. Fakat karakteristik olarak CBF 1000 touring olsa da naked grenajına hapsolmuş bir touring. Ön grenajda CBF 100 de rüzgar koruması sanırım bir kademe daha iyi CBF 600 e göre ama çok çok muazzam fark yok diye düşünüyorum. Fren performansı ise her iki motorda da hemen hemen aynı gibi geldi bana. Kompresyon da hemen hemen aynı. Tabi 1000 cc yüksek hacim daha kompresyonlu gibi düşünülebilir ama motor gücüne görece düşününce 1000 cc ile 600 cc lik modellerin kompresyonlarında inanılmaz fark yok. Panik frende CBF 1000 ekstra ağırlığı yardımıyla daha net durabiliyordur belki de CBF 600 ile aynı pozisyondadır. Pek kurcalamadım inceleme sırasında. Fakat yavaşlama, fren mevzuunda çok büyük farklar hissetmedim.

Daha çok şey yazabilirim CBF 1000 hakkında. Beğenmediğim neredeyse hiçbir yanı yok. Doğru kullanım şartlarında çok muhteşem bir seçim olabilir fakat ihtiyacınız bir CBF 1000 i karşılamıyorsa şehiriçinde her gün CBF 1000 kullanmak CBF 1000 den alacağınız keyfi de motosikletli yaşamda alacağınız keyfi de olumsuz etkileyebilir. Tabi bu benim fikrim.

Şimdi gelelim CBF 600 kullanıcısının motosiklet değiştirme matriksine ☺ Dediğim gibi uzunca dönem CBF 1000 den uzak durdum sırf bu sebeple. Aşağıda matrikse dair fikirlerim ;

Şu anda CBF 600 üm ile hem günlük ıvır zıvır işlerimi çok rahat görüyorum. Şehir içinde en yoğun trafikte bile zırt zırt istediğim yere gidiyorum. Hem de şehirdışı uzun gezilerde tek kişi keyifle gazlıyorum. Üretim verilerine bakmadım ama ağırlık olarak speclere bakınca iki motor arasında belki 20-30 kg bir fark vardır ama CBF 600 gerçekten hiç ağırlığını hissettirmeyen bir motor. CBF 600 yerine CBF 1000 alacak olsaydım şehirdışı gezilerine daha çok ağırlık vermek isterdim. CBF 1000 le uzun yol seyahati yaparken artçım rahatsız olur mu diye düşünmezdim. Virajlarda daha güven içinde daha az yorularak,daha az rüzgardan etkilenir daha rahat turlar yapardım. CBF 1000 sahibi olsaydım uzun yola çıkmak için daha fazla mazeret uydururdum. Daha uzun yollara daha uzun zaman aralıklarında çıkabilecek olsaydım CBF 1000 sahibi olurdum.

Tüm bunlar işin mantık tarafının söyledikleri fakat işin bir de duygusal(parasal) kısmı var. CBF 600 ümden sıkılmaya başladığımı hissettiğimde motorumu satışa çıkartıp sattıktan sonra üzerine sadece 3000-4000 TL koyarak ikinci el eski kasa CBF 1000 sahibi olabilirim. Biliyorum ki CBF 1000 sahibi olursam 4000 TL farkla hem enjeksiyonlu motosiklete binmiş olurum. 2 tane performans egzostunun bağırtısını duyma ve duyurma fırsatım olur. Hem CBF 600 CBF 1000 arasında yakıt anlamında inanılmaz uçurum farklar olmaz hem de herkes aynı motorun bir büyüğüne bindiğimi sansa da ciğeri bambaşka bir motora binmiş olurum. 1000 lik makinaya binerim boyum uzar.

Sıfır motosiklet almaya heves etsem ki bugüne kadar sıfır motosiklete binmişliğim yoktur. CBF 600 ün enjeksiyonlusu 2012 itibariyle yerini çift silindir NC700 e bıraktı (Bu da ne saçma birşey oldu ya bununla ilgili ayrıca yazacağım) 4 silindirden 2 silindire 20 beygir daha düşük bir makinaya geçmem gibi geliyor. Sadece karbüratör enjeksiyon ve sene farkı için yeni enjeksiyonlu CBF 600 e geçmem. Bu durumda yeni birşey denemek isterim. CBF 1000 e geçecek olsam yeni kasa CBF1000 e eski kasasının piyasası 14000 – 16000 TL civarındayken 26000 TL küsür vermem. Ya eski kasa bir CBF 1000 alır bilmemkaçbin km uzun yol yaparım. Ya paşa paşa başka bir modele aşık olana kadar CBF 600 üme binmeye devam ederim. Bir yandan da bir fırsatını bulup Alpler gezisini kiralık motorla aradan çıkartırım. Kiralayacağım motosikleti seçerken de yeni kasa CBF 1000 seçerim(günlük 75 EUR). 10 gün kiralasam 700 EUR ya CBF 1000 le touring keyfini edinmiş olurum.

Tabii tüm bunların tam tersi de olabilir ki geçmişte motosiklet seçimine dair ne dediysem tam tersini yaptım ☺

Motosikletli yaşam blogu facebooktan takip etmek ve yeni yazılardan haberdar olmak istiyorsanız, facebook grubuna üye olabilirsiniz ;

https://www.facebook.com/groups/133548306719337/

Twitterdan takip için ise ;
http://www.twitter.com/MotosikletliYasam

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.