Uzun Dönem Honda PCX 125 incelemesi

Geçtiğimiz günlerde eşim için kırmızı bir Honda Pcx 125 aldım. Geçtiğimiz sene yine kendisine Rahmi Barutçu Hoca dan aldığı başlangıç dersinden sonra Yamaha YBR 125 ESD almıştık. Hayat koşuşturması ve çeşitli ailevi nedenlerden dolayı YBR 125 ESD ile başlayan macerasını devam ettirememişti. Ben de bu durumda YBR yi küçük şehiriçi motosikleti olarak atamıştım 🙂 YBR ile geçen günlerin ve motorun bir değerlendirmesi ekteki linkte ;

https://motosikletliyasam.wordpress.com/2011/05/30/uzun-donem-yamaha-ybr-125-esd-kullanim-izlenimleri/

Bu sezon başında trafiğe daha rahat alışması ve acemiliği daha kolay atlatabilmesi için YBR yi scooterla değiştirme fikri oluştu. Ben şehiriçinde kullandığım dönemde YBR nin kurye motoru algısını farkettiğim çok zaman oldu. Üzerime kırmaya çalışan araçlar ve sıkıştıran araçlarla “o topa girmeyerek” savaştığım çok oldu 🙂 Tecrübe kazanana dek bu durumları yaşamaması için ve alışma sürecini sadece gaz-fren eksenine indirgemek için kırmızı PCX i seçtik. PCX in ağırlığı hem YBR den hafif (inanılır gibi değil), hem de sele yüksekliği daha düşük. Bu sebeplerle kendisi için en uygun seçenek olan Honda PCX 125 te karar kıldık. Geçtiğimiz günlerde aldığı eğitimde de doğru seçim olduğunun farkına vardık. Duruş anlarında scooter sola sağa ağırlığını verdiğinde çok kolaylıkla hükmedip düzeltebildiğini ve ağırlığı itibariyle kolaylıkla kullanabildiğini gördük. Acemi bayan bir motosiklet sürücüsünün ilk motoru çerçevesinden baktıktan sonra ben kişisel yorumlarımı yazarsam sanırım daha doğru bir bakış açısı olacak.

Öncelikle başlarken ; Marş motoru yok ! PCX 125 in marş motoru yerine birkaç kez dinlememe rağmen halen tam anlayamadığım bir sistem var. Oldukça büyük bir beyinle yönetilen sistem motor ilk çalıştığı marşı marş motoru olmadan yapıyor ve motor ısındıktan sonra şehir içinde ışıklarda bekleme durumlarda idling stop özelliği ile motoru kapatıyor. Gaz kolu çevrildiği andan itibaren uyuyan motosiklet kaldığı yerden çalışmaya devam ediyor. Tüm bu duruş ve başlangıçlarda marş motoru olmadığı için elektrik sistemine yüklenmiyor ve aynı zamanda sistemi itibariyle de fazla benzin sarfiyatı yapmıyor. Hep söylenir kapatıp tekrardan çalıştırmak genellikle ilk ateşleme anında daha çok benzin sarfedilmesine neden olur denir. Bu sistemde böyle de olmuyor. Şimdi şehir içinde yaklaşık 100 km lik tecrübemden edindiğim izlenimi aktarayım. Işıklarda amma da çok bekliyormuşuz ve farkında değilmişiz 🙂 Bu süreçlerde benzin tasarrufu yaptığını bilmek güzel bir his. Işıklarda yanınızda bir motosiklet durduğunda insan, yanındaki sürücüye pcx ini gösterip bak şimdi kapanıcak demek istiyor insan. Her kapanışında koca bir sırıtma suratımı kaplıyor. Lastikler tam olarak durmadan motosiklet kendini kapatmıyor. O sebeple bu sistem tamamen güvenli ve beğenilmemesi takdirde devredışı bırakılabiliyor.

Motosikletin egzostu çok sessiz. sadece 60-80 km aralığında sesini biraz duyuyor insan. PCX 125 kolay kolay 110 km hızı geçmiyor (rodajda)

Ön cam için givinin uzun cam alternatifi var. Yaz için takmayı düşünmedik, eğer kış döneminde kullanacak olursak belki takılması yağmur ve rüzgar koruması sağlayabilir fakat son hızda azalmaya neden olabilir.

Ayakların pozisyonu hem dik hem de yatay olarak konumlandırılabiliyor. Bugüne kadar piaggio marka scooterlar kullanmaya alıştığım için yatay pozisyona alışamıyorum. Yatay pozisyonda ayaklarım hafif motorun önünde dışarıda kalıyor.

Motosiklet saçma derecede hafif. Park halinde yan ayaktayken sadece serçe parmağımın kas kuvvetiyle motoru düşürebileceğimi iddia ettim birkaç arkadaşa, inanmadılar ama gerçek 🙂 Rüzgarlı günlerde dışarıda kalacaksa ayağa almakta fayda var.

Anahtar girişinde bir kilit mekanizması düşünülmüş. Motorun anahtarının üstündeki beşgen şeklindeki girişle açılabiliyor. Allah korusun hırsıza pek işlemez ama güzel bir detay olmuş. En azından kurcalanmasını biraz önler bir kilit olmuş.

Kırmızı rengi 2012 senesinde piyasaya sunuldu. sanırım ilk alanlardan biri biz olduk. Bence kırmızısı çok güzel.

Sele altı anahtarla açılamıyor. Kontak anahtarı takmadan sele açılamıyor.

Üzerinde gelen lastikler irc. Yaz için idare eder gibi gözüküyor ama kış için michelin city grip birebir boyutlarda Türkiye’de yok. Sanırım bir kalın lastik takılıyor şu anda. Kullanan bir arkadaşım motorun city grip ebatlarında farklı tepkiler verdiğinden bahsetti. İyi haber şu ki ; İRC kışa kadar piyasaya sunulmak üzere PCX ebatında kışlık lastik çalışması yapıyormuş. İRC nin YBR 125 , CBF 150 , CB 125 ebatlarında kışlık lastikteki başarısı gözönüne alındığında iyi bir haber gibi geldi bana.

Lastiklerin ebadı ne vespalar kadar küçük ne de Xcity, Scarabeo kadar büyük. Ara bir boyut. Yola almayı kolaylaştırır ebatlarda ve güzel bir sürüş sağlıyor bu ebatlar.

Sele altı bir kask ve ufak tefek eşyaları rahatça alıyor. Motora ekstradan topcase vs. takma ihtiyacı hissetmedim.

Motorun fren performansı scootera segmentine göre fena değil. Motor frende ani yığılmıyor, kıç atmıyor vs. fakat kompresyonsuzluktan kaynaklanan bir hedefe doğru gidiş var ne yazık ki. Aynı hissiyatı arkadaşımın Xcitysi rodajdayken de hissetmiştim. Rodaj sonrası kullandığımda azaldığını farketmiştim. Daha iyileşir diye umuyorum.

YBR incelemesini yazarken motorun gücünün torkunun çok az olduğunu ve bunun da kendine has bir keyif verdiğini söylemiştim. PCX i kullandıktan sonra YBR ye haksızlık ettiğimi farkettim. PCX sessiz sakin,güçsüz ama kullanışlı bir şehiriçi motosikleti gibi bir izlenim yarattı bende. Zaman içinde ve rodaj bitince daha detaylı fikir verebilir diye umut ediyorum.

Yakıt olarak henüz bir depo bitmediği için birşey söyleyemiyorum. 100 km de 2 küsür litre olacak deniyor. Göreceğiz.

26.11.2012 edit ;

1000 KM bakımdan sonra (yaklaşık 50TL kadar tuttu) 3200 kmye geldim. Bu süreçte 1,5 ay kadar her gün artçılı olarak eşimi Bostancı’dan Etiler’deki iş yerine bırakıp aldım. 1000 km kadar bu süreçte kullandım. 1200 km kadar da şehir içinde genel olarak kullandım.

Artçılı sürüşte de 125 cc hacmine göre yeterince performans gösteren PCX, 125 cc scooter segmentinde hafif ve oldukça iyi bir alternatif.

Yalnız lastikler kışın pek yeterli olmayacak gibi gözüküyor. Kışlık lastik gerekecek sanırsam.

Şimdilik bu kadar.

04.02.2013 edit;

Pcx için birşeyler yazmanın vakti geldi. Aslına bakarsanız bu kış CBF 600 ü satmış olmanın hissiyatıyla mıdır nedir, neredeyse hiç motora binmedim. Burada motordan kastettiğim pcx 125.

Kasım ayında motosiklet yaklaşık 3200 kmdedeydi. Şimdi ise muhtemelen 3600 falandır. Daha 4000 bakımına sokamadım. Gerçi bakım dediğin 50 lira ver yağını değiştir, düz devam et şeklinde 🙂 İlk 1000 km de egzostun sesinin çok sakin olduğundan bahsetmiştim. Zaman geçtikçe egozstun sesi de belirginleşmeye başladı. Ben fazla gazlıyorum diye de olabilir. Zira pcx 125 in 0-100 km hızlanması oldukça seri. Gören 125 cc demez.

Boyum 180 cm dışardan bakınca bana biraz küçük kalıyor gibi motor ama ben rahatlık olarak sürerken küçük olduğunu hissetmiyorum hiç. Yani gayet rahat.

Arkada artçı varken bile ani fren yapmak gerektiğinde bir scooterdan beklenmeyecek kadar çok NET frenleme
tepkisi aldım.İnanılmaz NET.

Frenleme denen hadisenin yarısı da lastiklerden oluşuyor. Pcx 125 in üzerinde gelen irc lastikler kuruda çok iyiyken ıslakta çok kötüler. irc nin lastik ebatı da sanırsam ara ebat,yanlış bilmiyorsam michelin city grip in pcx ebatında tam bir lastiği yok. Bu sene irc yeni kış lastiği üretecekti diye duymuştum ama kışın motora çok binmeyince de çok da araştırmadım. Seneye kışa kısmetse yazarız.

Devam edecek…

***

Motosikletli yaşam blogu facebooktan takip etmek ve yeni yazılardan haberdar olmak istiyorsanız, facebook grubuna üye olabilirsiniz ;

https://www.facebook.com/groups/motosikletliyasam/

22 thoughts on “Uzun Dönem Honda PCX 125 incelemesi

  1. Geri bildirim: Başlangıç Motosikleti | motosikletli yaşama dair..

  2. İnceleme yazılarınızı büyük bir keyif alarak ilgiyle takip ediyorum.
    Başlangıç motorum olan PCX’ le bir sene – 7000 km dir beraberiz.İncelemenize katkısı olması açısından kullanıcı fikrimi paylaşmak istiyorum;

    Genel olarak çok memnunum, ekonomik oluşu, kullanım pratikliği, markanın verdiği güven hissini sürücüsüne yansıtması,teknolojik bir motora sahip olması,14″ jantlar, tasarımı artıları diyebilirim.
    Keşke olsaydı diyebileceğim bir kaç eksiği; park flaşör düğmesi, saat, uzun far düğmesine bastığımızda göstergede yanan mavi ışığın yol görüşümüzü negatif etkileyecek kadar güçlü yanması “göz alması”.
    Bu küçük ayrıntılar dışında aklıma gelen veya beni rahatsız eden bir sorun yaşamadım. Bakım aralığının uygun periyotta ve çok düşük maliyette olması, yedek parça fiyatlarının bedavadan biraz pahalı olması hep kullanıcı dostu kelimesini hatırlatıyor…Sele ve süspansiyon konforunda bir sıkıntım olmadı 1,80 boyla rahatlıkla kullanıyorum, hatta biraz geri(sırt dayamanın üzerine doğru) oturduğumda bir maxideymiş gibi düz uzatabiliyorum ayaklarımı 🙂 Sorunsuzluğunun verdiği güvenle 500 kilometreyi bulan günlük gezilerim de oldu.Uzun düzlüklerde, son sürati 108km olan PCX in biraz zayıf kaldığını söyleyebilirim.Üretim amacı düşünüldüğünde normal bir değer olduğuna ikna oluyorum.Ön cam ilavesi özellikle tercih etmedim, rüzgarın beni çok etkilediğini düşünmüyorum, rüzgara karşı sürmekten keyif alıyor olabilirim 🙂 Birçok kullanıcıdan duyduğum lastik konusu var ki orjinal IRC marka nylon lastiklerin yetersiz olduğuyla ilgili, buna da katılmıyorum.Kış aylarında yağışlı havada kullanırken dahi bir sıkıntı yaşamadım(kışlık lastiği önermiyorum anlamına gelmesin), yazları kuru asfaltta ise gayet güven veriyor, lastiğin ince duruşu ilk bakışta düşündürse de kullanırken virajlardaki tepkisi, bozuk zemindeki sertliği gayet yeterli geldi bana.Yinede kış ayları için daha güvenilir olması nedeniyle kışlık bir lastik düşünmeliyim. İlk motorum olması ve başka motor kullanmamış olmam nedeniyle diğerleriyle kıyaslama yapamam ama diyeceğim bu scooter bana motorlu bir yaşamın kapılarını araladı, sevdirdi.Biliyorum ki benim gibi bir çok yeni kullanıcı aramıza katıldı ve bağımlısı oldu.PCX büyük bir görevi başarmış gibi gözüküyor 🙂

    Başarılar dilerim.

    • yorumlar çok faydalı oldu benim için ikinizede teşekkür ediyorum paaylışımınız alıyorum bu motoru bende 🙂

  3. Geri bildirim: Honda pcx scooter ? - Sayfa 3 - TechTurkey Forum

  4. Sanırım insan gücünden beygir gücüne geçişte son derece uygun bir araç olucak bu benim için…temmuzun 20 si gibi hondam elimde olucak bayi renk garantisi veremedi 😦 şansımıza artık beyaz olması konusunda epeyi baskı yaptım ama beyaz gelse bile sırada bekleyen 4 kişi varmı…bahtımıza ne renk olucak eşimde bende merakla bekliyoruz…paylaşımlar için teşekkürler…

  5. Aydınlatıcı bilgiler için teşekkürler öncelikle 🙂
    Uzun zamandır motor almak istiyordum ve uzun araştırmalar sonucu da beyaz PCX oldu tercihim.
    Siparişimi verdim yalnız hiçbir bayiide Pcx bulunmadıgı için bir türlü deneme sürüşü yapma fırsatım olmadı ve tabii bir erkeğe göre daha güçsüz olduğumdan motorun ağırlığı beni zorlar mı diye bir tereddüte düştüm 🙂
    1.65 boy ile sanırım ayakların yere değmesi / denge konusunda büyük problem yaşamam ama ağırlık konusunda sizce zorlar mı beni? Bu konuda yorum yapabilirseniz sevinirim.
    Teşekkürler,

  6. Hocam senin yüzünden gidip alacağım birazdan he 🙂 fiddle ll düşünüyordum ama değiştirdin fikrimi

  7. merhaba şehirler arası yollarda yan rüzgar çok zorluyor mu yoksa ben acemilikten mi tırsıyorum bazen ani rüzgarlarda öyle bir itiyor ki tekerleğin beş altı santim yana kaydığı oluyor

  8. başlangıç motoru olarak satın aldım. gayet güzel bir tasarımı var. hele ki 2014 de eklenen gündüz ledleri ve değişen farları ile. iri arkadaşlarında gayet rahat bir şekilde kullanabileceğini düşünüyorum şahsen 1,97 boyunda biri olarak sorun yaşamıyorum tabi ki yamaha x-max veya bunun gibi modeller kadar büyük değil fakat fiyat farkını göz önünde bulundurduğumuzda mantıklı bir seçenek. arada sırada kardeşimle birlikte biniyoruz toplam 200 kg üzerindeyiz, rahat bir şekilde şehir içinde kullanabiliyoruz. bu ağırlığa rağmen performansı hala yerinde, kadranda 100km için yakıt tüketimi 2 kişide bile 2,5 litreyi geçmedi. ayrıca stop&start, esp, kombine çalışan fren siteminin faydasını kesinlikle yaşıyorsunuz.

Tunç Kocataşkın için bir cevap yazın Cevabı iptal et